Başkan Yardımcısı Yılmaz: Cari açığı sorun olmaktan çıkarmak istiyoruz
CUMHURBAŞKANI Yardımcısı Cevdet Yılmaz, kalkınmanın önündeki en büyük kısıtlayıcı unsurun cari açık sorunu olduğunu belirterek, “Ülkemizin kalkınma sürecinin önünde cari açığı yapısal bir sorun olmaktan çıkarmak istiyoruz; bu bizim görevimizdir.” Plan dönemi sonunda ihracat 375 milyar dolara, turizm gelirleri ise 100 milyar dolara çıkacak.” Bunun sonucunda cari açığın sıfıra yakın olmasını bekliyoruz” dedi.
TBMM Genel Kurulu, TBMM Başkan Vekili Bekir Bozdağ başkanlığında ’12. Kalkınma Planı’nı görüşmek üzere toplandı. 12. Kalkınma Planı’nı hükümet adına Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz sundu. Yılmaz, 12. Kalkınma Planı’nın 30 yıllık bir perspektifle, 2053 vizyonunu gerçekleştirecek şekilde hazırlandığını belirterek, “Bu süreçte en önemli güç ve ilham kaynağımız, milletimizi müreffeh, onurlu tutma aşkıdır.” Bu bağlamda ‘Türkiye Yüzyılı’ Uzun vadeli yol haritamızı oluşturan 12. Kalkınma Planı’nda milletimizin her ferdinin bugünü huzur içinde yaşamasını ve aydınlık yarınlara umut ve güvenle bakmasını sağlayacağız. Türkiye’nin inşasında, “Hazırladığımız 12. Kalkınma Planı ile adaletin ve adaletin sağlanmasında etkin bir güç haline gelmiş müreffeh bir Türkiye yolunda hedeflerimize kararlılıkla yürüyeceğiz” dedi.
‘İLK 10 EKONOMİ ARASINDA OLmayı HEDEFLİYORUZ’
‘Türkiye Yüzyılı’nda insanlığa katkı sağlayan, milli ve manevi değerlerini koruyarak bölgesinin ve dünyanın barış, huzur ve refahı için küresel gelişmelere yön veren, etkin, güçlü ve müreffeh bir Türkiye’ye ulaşmak istediklerini belirten Yılmaz, şöyle konuştu: , “Bu vizyona ulaşma yolunda 2053 hedeflerimizi belirledik. Bu kapsamda 30 yıllık perspektifte dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında, satın alma gücünde ise ilk 5 ekonomi arasında yer almayı hedefliyoruz. Yüksek gelirli ülkeler liginde yer alan bir ülke olarak, “İmalat sanayinin yüksek teknolojili ürün ihracatından yüzde 2’nin üzerinde pay almayı, yüzde 17’lik pay almayı ve net sıfır emisyon hedefine zarar vermeden ulaşmayı öngörüyoruz.” Kalkınma önceliklerimizden ödün veriyoruz” dedi.
Yılmaz ayrıca, “İnsani Gelişme Endeksi’nde ilk 20 ülke arasına girmeyi, aileyi güçlendirmeyi, gelir dağılımında adaleti sağlamayı, çalışma çağındaki her bireyin üretkenliğinden yararlanarak işsizlik oranını yüzde 5’in altına düşürmeyi hedefliyoruz. Ayrıca dünyanın en pahalı 100 markası arasına girmeyi hedefliyoruz.” 5 markamızın yer almasını, en az 5 üniversitemizin dünyanın en iyi 100 üniversitesi arasında yer almasını, ülkemizin Küresel İnovasyon Endeksi’nde ilk 10 ülkeden biri olmasını ve Ar-Ge harcamalarından pay almasını öngörüyoruz. Milli gelir yüzde 4’e çıkacak. Ayrıca İstanbul’un bilim, teknoloji, kültür ve sanat alanında dünyanın en iyi 100 üniversitesi arasında yer alacağını öngörüyoruz. Turizm, ticaret ve finansta küresel bir merkez olmayı, turizm gelirlerinde dünyada ilk 3 ülkeden biri olmayı, sağlık turizminde dünyanın merkezi olmayı hedefliyoruz. Tüm bu hedeflere ulaşma yolunda, plandaki ana çerçevemiz olan rotamızı ve önceliklerimizi takip ederken dinamik bir yaklaşımla politikalarımızı daima güncelliyoruz. “Bunu yaparak şekillendireceğiz” dedi.
‘İSTİKRARLI BİR BÜYÜME MODELİ UYGULANACAK’
Yılmaz, planla birlikte yeşil ve dijital dönüşüm odaklı, sanayi sektörünün tarım ve hizmetler sektörleriyle entegrasyonda öncü rol oynadığı, Türkiye’nin dünya ticaretindeki konumunun güçlendirildiği, kalitenin ön plana çıktığı istikrarlı bir büyüme modelinin hayata geçirileceğini vurguladı. finansman imkanlarının sağlandığı, nitelikli insan sermayesi ile maksimum istihdamın yaratıldığı yerdir. 1. Kalkınma Planı genel çerçevesinde hukukun üstünlüğünü, demokrasiyi, temel hak ve özgürlükleri güçlendirmek, doğru yönetim anlayışını kurumsallaştırmak, insani ve toplumsal yapımızı geliştirmek, afetlere dayanıklı yaşam alanları oluşturmak, akıllı ve Sürdürülebilir şehirler, ekonomide istikrar ve sürdürülebilirliğin sağlanması. Yeşil ve dijital dönüşüm odaklı rekabet gücünün tesis edilmesi, ihracata dayalı nitelikli büyümenin sağlanması, enerji ve gıda arz güvenliğinin tesis edilmesi, uluslararası iş birliği ve stratejik ortaklıkların güçlendirilmesi yönünde somut adımlar atılacaktır.” dedi.
12. Kalkınma Planı’nda ‘istikrarlı büyüme, güçlü ekonomi’, ‘yeşil ve dijital dönüşümle rekabetçi üretim’, ‘nitelikli insan, güçlü aile, sağlıklı toplum’, ‘afete dayanıklı yaşam alanları, sürdürülebilir çevre’ ve ‘adalete dayalı demokrasi’ yer alıyor . ‘Yeterli yönetişim’ olmak üzere 5 ana eksenden oluştuğuna işaret eden Yılmaz, “Plan döneminde ülkemizin yıllık ortalama yüzde 5 büyüyerek kişi başına düşen gelirin 17 bine ulaşması hedefleniyor. 2028’de 554 dolar. Bu yıl sonunda 12 bin dolar hedefini aşmayı bekliyoruz. Orta vadeli Programımızda 3 yıllık perspektifte kişi başına düşen gelirin 15 bin dolar civarında olmasını hedefliyoruz. Bu rakamlar Bu açıdan da değerli: Dünya Bankası’nın hesaplamalarına göre kişi başına düşen milli gelir 13 bin 800’ü aştığınızda yüksek gelirli ülkeler ligine yükseliyorsunuz. Türkiye “Bu dönemde Türkiye’yi aşacak” Kişi başına düşen nominal gelir sınırı 13 bin 800 dolardır ve daha düşük seviyelerde de olsa yüksek gelirli ülkeler liginde yerini alacaktır” dedi.
‘İŞSİZLİK YÜZDE 7,5’E İNECEK’
Cari açığın da önemli bir sorun olduğuna işaret eden Yılmaz, “Bütün bu adımları uygulayarak cari açığın ülkemizin kalkınma sürecinde yapısal bir sorun olmaktan çıkmasını istiyoruz, hedefimiz bu. Uzun vadeli kalkınma tarihimize baktığınızda, kalkınmamızın önündeki en büyük kısıtlayıcı faktör cari açık sorunu olmuştur.” “Bu günümüzün sorunu değil, tarihsel bir geçmişi var. Biz bu tarihsel kısıtı ortadan kaldırmayı planlıyoruz. Plan dönemi sonunda cari açıktaki artış sonucunda cari açığın sıfıra yakın bir seviyede olmasını öngörüyoruz. ihracat 375 milyar dolara, turizm gelirleri ise 100 milyar dolara ulaştı” dedi.
Bütünsel bir bakış açısıyla, para ve maliye politikalarını etkin kullanarak enflasyonla mücadeleye devam edeceklerini belirten Yılmaz, şöyle konuştu:
Makroekonomik istikrarın güçlendirilmesine yönelik öncelikli hedefimizin orta vadede enflasyonun kalıcı olarak tek haneye düşürülmesi ve fiyat istikrarının sağlanması olduğunu özellikle belirtmek isterim. Bu bağlamda tüm siyasi araçlarımız aktif ve kararlı bir şekilde kullanılmaya devam edilecektir. Enflasyonla mücadelemizi sürdürürken, yüksek yaşam maliyetinin yarattığı olumsuzlukları ortadan kaldıracak gerekli politikalar ivedilikle hayata geçirilecektir. Önceki dönemlerde olduğu gibi memur, personel ve emekli vatandaşlarımızın enflasyonun olumsuz etkilerinden korunması ve refah düzeylerinin artırılması önceliğimiz olmaya devam edecektir. Plan döneminde öngördüğümüz büyümenin vatandaşlarımıza istihdam ve gelir sağlaması kritik önem taşıyor. Bu bağlamda insan altyapımızı güçlendirmek, büyümenin sürdürülebilirliğini sağlayacak, çalışma çağındaki bireylerin işgücüne katılım fırsatlarını artıracak, işgücü piyasasının değişen taleplerine uyum sağlamak amacıyla nitelikli ve odaklı eğitimin yaygınlaşmasını sağlayacaktır. “Plan döneminde büyüme hedeflerimiz doğrultusunda 5 milyon ilave istihdam yaratılacak ve işsizlik oranı dönem sonunda yüzde 7,5’e düşecek.”